25 Ekim 2025 tarihinde toplanan Kadın Meclisimiz, tarihsel ve güncel gelişmeler ışığında demokratik ulusun inşası ve özgür birey-toplum ilişkisini en geniş perspektifte tartışmıştır.
Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinde yaşamını yitiren yoldaşlara, iradesiyle yolumuzu aydınlatan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a, Kürdistan’ın dört bir yanında direnen kadınlara ve demokratik toplumun inşası için emek veren tüm halklara ithaf edilmiştir. Bugün Yemen’den Ukrayna’ya, Sudan’dan Filistin’e, Kolombiya’dan Amerika’ya dek paylaşım savaşları ve askerî bloklaşma, cinsiyetçi, milliyetçi ve dinci kodlarla toplumsal dokuyu parçalamış, insanlığı kriz döngüsüne mahkûm etmiştir. Kapitalist modernitenin dayattığı çözümsüzlük toplumların geleceğini tehdit ederken, otoriterlik ve ayrımcılık yükselmektedir. Barış, özgürlük ve demokratik toplum arayışı halkların en yakıcı ihtiyacı hâline gelmiştir.
Kürt halkı ve bölge halklarının barış ve demokratik toplum inşası için attığı adımlar ise, tam da bu süreçte, tüm dünyaya umut kaynağı olmuştur. 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”, PKK’nin silah yakma eylemi ve bugün PKK’nin Medya Savunma Alanları’na çekilmesi adımıyla devam ettirilerek toplumsal barış ve demokratik siyaseti güçlendirme zeminini pekiştirmektedir. Kadınların öncülüğünde ve halkların katılımıyla yürütülen bu süreç, yeni bir yaşamın kapısını aralamıştır.
Bu dönüşüm yalnızca siyasal değil, toplumsal dokunun yeniden inşası anlamını da taşımaktadır. Tam da bu nedenle, demokratik ulusun hangi temellere ve değerlere dayanacağının tespiti yaşamsal önemdedir. Bu noktada, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür birey ve demokratik komünü esas alması üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Demokratik ulusun inşasında özgür bireyin varlık zemini demokratik komündür. Kapitalist modernitenin özgürlük addettiği yalnızlaştırmaya karşı, demokratik modernite toplumsallığa dayalı özgür bireyi ve özgürleşmeyi esas alır.
Bu çerçevede yapılan değerlendirmelerde, Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısının yalnızca Kürt halkı için değil, tüm halklar ve Türkiye’nin demokratikleşme süreci açısından tarihî bir önem taşıdığı aşikârdır. Bu çağrı, barışın, özgürlüğün ve eşitliğin önünü açan güçlü bir iradenin ifadesidir. Demokratik Bölgeler Partisi Kadın Meclisi olarak, bu çağrıya sahip çıkmak ve atılan adımların sürdürülebilir bir sürece dönüşmesini sağlamak, halklarımızın kazanımlarını korumak açısından temel sorumluluğumuzdur. Barış ve demokratik toplumun inşası biz kadınlar açısından yalnızca bir hedef değil, bir yaşam biçimi olarak görülmelidir. Halkların birlikte özgür ve eşit varoluşunun, adalet ve güvenliğinin ancak bu yolla sağlanabileceği ortak görüşümüzdür.
Bu kapsamda, özellikle kadın öncülüğünde yürütülecek mücadele, demokratik toplumun hem örgütleyicisi hem de itici gücü olmalıdır. Kooperatiflerden meclislere, komünlerden tüm toplumsal yapılara kadar toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak pratiklerin geliştirilmesi gereklidir. Teoriyi aşmanın yolu, partimizin yıllara yayılan birikimi, hafızası ve deneyimine yaslanmaktır. Emek, çaba ve inanç ise bu yolda tamamlayıcı adımlar olacaktır.
Partimiz, kuruluşundan bugüne kadar tüm imkânlarıyla, kimseye dayanmadan, halkımızın kendi emeği ve öz gücüne yaslanarak büyük değerler yaratmıştır. Bunun en somut örneği, Sayın Abdullah Öcalan’ın 26 yıllık esareti boyunca, dar bir mekânda dahi başta Kürdistan olmak üzere tüm insanlığa kazandırdığı fikrî ve toplumsal üretimdir. Bugün elimizdeki olanaklara rağmen üretimin ve gelişimin arzulanan düzeyde olmaması, halkımıza hak ettiği özgür yaşamı sunamamak en önemli özeleştirimizdir.
Yine Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği yurtsever Kürt kadın kimliği, “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesi ile dünyadaki kadınlara ve halklara ilham olmuştur. Ancak tüm bu mücadeleye, tarihsel hafızaya ve güçlü kadın yapısına rağmen, Kürdistan coğrafyasında erkek egemen sistemin kadınlar üzerinde taciz, tecavüz ve cinayetleri derinleştirdiği görülmektedir. Tecrübeler göstermektedir ki, özgür Kürt kadın hareketi planlı ve programlı biçimde sahaya çıktığında, tüm olumsuzluklara karşı büyük bir irade ortaya koyacaktır. Kadın öncülüğünde toplumsal mücadelenin başarısı tarihte defalarca kanıtlanmış; kadınların yükselişi, erkek egemen zihniyetin dönüşümünü beraberinde getirecektir.
Sonuç olarak, Kadın Meclisi’nde alınan kararların ve planlamaların uygulanma düzeyi değerlendirilmiş; Kadın Kurtuluş ideolojisi atölyelerimizin istenilen düzeyde olmasa da bir ivme kazandığı ve bu sürecin ruhuna denk düşecek kadın direnişi, mücadelesi ve müzakeresiyle taçlandırılacağı belirtilmiştir. Bu temelde, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a ve halkımıza karşı sorumluluk bilinciyle süreci en güçlü şekilde karşılayacağımızı ve demokratik toplum inşasının öncülüğünü yapacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
Demokratik Bölgeler Partisi Kadın Meclisi

